Maliye Bakanlığı müfettişleri içinde en özgün kariyer yapanıydı. Okulda hayatı boyunca Dışişleri Bakanlığı’na hazırlandığı düşünülürken Maliye Bakanlığı’na doğru yöneldi.
1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı mali konularda ıslahat yapmak, vergi adaletini sağlamak, rüşveti ortadan kaldırmak gibi hedefler güdüyordu.
Şimdi soruyoruz:
Denetim Kalkmalı mı? 13.12.2003 - Mete Gönenç
Hükümet önce "Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu"nu çıkararak, teftiş kurullarına paralel "İç Denetim Koordinasyon Kurulu"na bağlı bir denetim sistemi oluşturdu. Bu sistem kamudaki denetim görevinin tek elde toplanmasını sağlıyor.Şimdi "Kamu Yönetimi Temel Kanunu" çıkarılıyor.
Haftada bir yazanlar için iki güncel olayı tek bir yazıda buluşturmak bazen bir çözüm olur. Uzun yazma eğilimimin üstesinden gelebilmek için, ek bir çözüm olarak, bu iki güncel olayı iki alıntıyla yansıtmak istedim. Bakalım amaca ulaşabilecek miyim?
Vergi incelemesinde çok başlılık olduğu gerekçesiyle hazırlanan bir tasarıyla; Maliye Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulu'nun kapatılarak, bakana bağlı Maliye Müfettişleri ve Hesap Uzmanlarının Gelir İdaresi Başkanlığı içindeki Gelirler Kontrolörleri ile birlikte, sadece "vergi incelemesi" yapmak üzere, yeni bir birimde toplanması öngörülmektedir. Ancak, birleştirilmek istenen üç birimin de aynı bakana bağlı olarak çalışmaları, çok başlılığın bulunmadığının en açık göstergesidir. Dünya çapında genel kabul gören denetimin coğrafi ve hiyerarşik kademelendirilmesi de çok başlılık değildir.
İnsan her yaşta bir şey öğreniyor...
Maliye Teftiş Kurulu kapatılmalıdır. Çünkü Maliye Teftiş Kurulu yolsuzlukların karşısındaki en önemli kaledir. 130 yıldır Maliye Müfettişleri devletin içinde ve devlete karşı işlenmiş yolsuzlukların ortaya çıkarılıp, cezalandırılmasında öncü olmuşlardır. Bununla da yetinmeyerek başka birimlerdeki benzeri kurulların kurulmasına örneklik etmiş, kendi ilke ve kurallarını benzeri kurullara da yansıtmıştır.
1876 yılında Anayasa'nın kabulünden sonra, başlatılan "Umuru Maliye'nin Tanzim ve İslahı" çalışmaları kapsamında, devlete ait tüm mali işlerin doğrudan doğruya Maliye Bakanı'na bağlı yetkili bir kurul tarafından denetlenmek amacıyla 26 Ağustos 1979 yılında yürürlüğe konulan bir nizamname ile Maliye Teftiş Kurulu kurulmuştur.
1879 yılında kurulduğunda adı buydu: Heyet-i Teftişiye-i Maliye... Cumhuriyet döneminde Maliye Teftiş Kurulu... Cumhuriyet'in Osmanlı devlet yapısından, eski deyimle, "tevarüs ettiği" bir imparatorluk kurumundan söz ediyoruz.
Maliye Teftiş Kurulu, Fatih Sultan Mehmet zamanında İmparatorluğun tüm işlemlerini teftiş etmek, İmparatorluğun parasının, pulunun, malının, mülkünün, hak ve çıkarlarının hesabını sormak üzere “Bakı Kulu” mesleği Padişah fermanıyla ihdas edilmiştir. Ünlü tarihçi Prof. Dr. Yılmaz ÖZTUNA’nın araştırmalarına göre; padişahların ve hatta Bakı Kulu’nu ihdas eden Fatih Sultan Mehmet Han’ın bile Bakı Kulu’na karışma hak ve yetkisi yokmuş. Bunun kanıtı olarak Topkapı Müzesi arşivlerinde bulunan bir fermandan söz eder ÖZTUNA. Fatih Sultan Mehmet’e ait bu fermanda şöyle bir ibarenin yer aldığını belirtir ÖZTUNA: “Ben ki, karaların, havaların ve denizlerin sultanı, ben ki yedi düvele hükmeden Fatih… Bakı Kuluma sözüm geçmez.” Osmanlı İmparatorluğu’nda en bağımsız, en özerk meslek mensubu olan Bakı Kulu, iktidar gücü karşısında bile eğilmez, el etek öpmez. Onun yegane amacı, padişah adına hakkın ve hukukun tesis edilmesini sağlamak; devletin ve tebanın hak ve hukukunun zarar görmesini engellemektir.
Maliye Teftiş Kurulu, 26.Ağustos.1879 tarihinde devrin Padişahı Abdülhamit’ e sunulan Bakanlar Kurulu Kararının onaylanması suretiyle oluşan “irade-i seniye” sonunda kurulmuş ve 2008 yılında kuruluşunun 129 uncu yılını kutlama onuruna erişmiştir. Hemen her toplumda kurumlar geçmişleri ve tarihleri ile övünürler. Şüphesiz biz Maliye Müfettişleri de 129 yıllık geçmişimizle, Devlete verdiğimiz hizmetle, Maliye Teftiş Kurulu da Devlete yetiştirdiği değerli Devlet adamlarıyla, Başbakanıyla, Bakanlarıyla, Müsteşarlarıyla, Genel Müdürleriyle, kamuda ve özel sektörde görev alan üst düzey yöneticileriyle ve daha nice isimsiz kahramanlarıyla övünse yeridir.
Türk kamu yönetim ve denetim sistemi, dağılmakta olan bir imparatorluğun refleksi olarak merkezi ve üniter devlet yapısını esas alan Kıta Avrupası hukuk sistemine göre kurulmuştur. [2] II. Dünya Savaşı sonrasında öne çıkan ABD etkisiyle tartışılmaya başlanan bu yönetim ve denetim yapısı, 1980’lerde başlayan ve 1990 ve 2000’li yıllarda yoğunlaşan neo-liberal politika uygulamaları sonucunda Anglo-Sakson sisteme göre yeniden yapılandırılmaktadır.
Ibrahim Tutar and Aysit Tansel, AN ANALYSIS OF POLITICAL AND INSTITUTIONAL POWER DISPERSION: THE CASE OF TURKEY
Copyright © 2024 Maliye Müfettişleri Derneği. Tüm hakları saklıdır.