Meşrutiyetten Sonra Maliye Teftiş Kurulu
Geçirdiği birçok değişiklik nedeniyle Maliye Teftiş Kurulu, mutlakıyet devrinde, istikrar kazanıp gerçek bir faaliyet dönemine girememiş; Maliye Müfettişliği "kariyer" haline gelememiştir. Her ne kadar söz konusu değişikliklerin mali sıkıntılar nedeniyle yapıldığı eski ahkâm defterlerinde belirtilmekte ise de daha önce de değindiğimiz üzere, yapılan değişikliklerin gerçek nedenini o devirde ciddi bir kontrol örgütünden ne ölçüde hoşlanıldığında aramalıdır.
Burada, Sayın Namık Zeki Aralın bu kitap için özel olarak yazdığı ve Meşrutiyet Devrine ait gözlemlerini anlatan yazısını sunmak ilginç olacaktır.
"1908'de İkinci Meşrutiyetin ilânıyla Kanûn'i Esâsi (Anayasa) yeniden meriyete konulduğu esnada bütün devlet teşkilâtı gibi Maliye idaresi de perişanlıktan başka bir manzara arz etmiyordu. Mutlakıyet devri idaresi, isminin hakkını eda eder mali bir siyasete sâhip olmaktan çok uzaklardaydı.
Bütçe diye ortada bir şey bulunmadığı için Devlet giderlerini Devlet gelirleri karşılayamaz halde idi. Müteahhitler mati bâtı gibi memur maaşlarının da bir kısmı tedâhüde kalıyor ve bu mutedâhil alacaklar mutâden sâhiplerince sarraflara kırdırılıyor, yâni asıl kıymetlerinden
fevkalâde zâiâta uğruyor idi. Devletin başlıca gelirini "aşar" denilen aynî vergi eşlik etmekte ve bu vergiden mühim bir kısmı mültezimler eliyle cibâyet edilerek Hazineye intikal söylemekte idi. Devlet Hazinesi dâimî sârette muzâyakada idi. Dâhili ve hârici dalgalı borçların arkası bir türlü alınamazdı. Az bir kemmiyet teşkil etmeyen hârici istikrazların mürettebåtını tediye için birtakım vilàyetlerin a'şarindan başlayarak daha bir takım gelir kaynakları memleket dâhilinde kurulu "Düyún'u Umûmiye ldaresi" adındaki bir ecnebi müesseseye tevdi edilmiş bulunuyordu. (Hemen kâmilen mahali unsurlarımızla idare edilen bu müessesenin kendi Maliye İdaremizle kıyas kabûl etmeyecek derecede bir intizâm ile çalışır olduğunu da buraya kaydetmekte yarar vardır. Düyân'u Umûmiye ldaresinin ecnebiliği keyfiyeti bir başka meseledir).
Maliye teşkilâtımız kadrosu keyfiyet itibâriyle kifâyetli değildi. Bilhassa taşra kadrolarında mesleki bilgi noksânı vardı. Öyle ki "muhasebe"nin "zimmet" ve "matlup" tabirleri veya mefhumları ile dahi üfet etmemiş olan maliye teşkilätında meşrûtiyetin ilânindan sonra yeni bir muhâsebe usûlü tesisine çalışır iken Maliye Nezâreti teşkîlâta ta'lîmâtın:
-"Şu muâmele için kayıd defterin sağ sahifasına, bu muâmele için kayıd defterin sol sahifasına geçecek... şeklinde vermek zarûretinden kurtulamamişdı".
Teşkilätda hafifinden ağırından usulsüzlükler de yolsuzluklar da eksik değildi. Zamâna göre hafifinden usulsüzlükler çeşidine dâhil olmak üzere meselâ "ta viz senedi" adı verilen senetlerle mahallerinde bilhassa büyük memurların mal sandığından para çekmeleri ve az çok kısa bir zaman sonra parayı iâde edip vezneden senetlerini istirdâd etmeleri âdet hâline getirilmişti.
Kitabımızın alâkalı kısımlarında görüldüğü gibi Meşrûtiyetten evvel de Maliye Nezâretinin bir teftiş heyeti yok değildi; vardı. Şu kadar ki devrin "ldare tarzı" şartları içinde bu heyet için hikmeti vücûdunu yerine getirecek sûrette müessir olabilmek imkânı mevcut değildi ve olamazdı.
O devirlerde Maliye Müfettişlerinin bir yerden diğer bir yere hareketini gizli tutrmaya pek lüzum görülmez; bir yere Maliye Müfettişinin vürûdunu o merkezin telgraf memurları derhal civar merkezlere haber verirler ve o civar merkezlerin mal memurları da ona göre tedbirli davranırlardı. Kaldı ki sırasında Maliye Müfettişlerinin dahi gideceği merkezde yatıp kalkacağı bir yer hazırlanması için mahalli memurlara evvelden mektupla veya telgrafla bizzat talimat verildiği de olurdu. Işte bu şartlar dahilindedir ki yukarıda mevzû'u bahsettiğimiz taviz senetleriyle sandıktan para çekme gibi bir âdetin de önüne geçilme imkânı pek tabit olarak bulunamazdı. Zira Maliye Müfettişinin geleceğinden haberdâr olan mahalli mal memuru veznedeki taviz senetleri miktarindan bir bir meblağı derhal kasabadaki veya şehirdeki tüccardan esnafdan "emaneten" tedarik edip vezne mevcûdunu "kayda göre" tamamlamak sûretiyle kasayı sayan Müfettişe renk vermez ve Müfettişin merkezden hareketini müteâkip de paralarını esnafa ve tüccara iâde ederdi. Bu taviz senetleriyle alâkadar olarak o devrin Maliye o Müfettişlerinden birine ait şu hikâye naklolunur:
Kaza merkezine gelen bir Maliye Müfettişi vezne kayıtlarına da mutabık olarak kasada külliyetli miktarda para bulur ve sayar. Yine o devirlerde vilâyet defterdarları için mülhakata (mutasarraflıklara ve kazalara) bir taraftan vergi tahsilâtına ehemmiyet ve sürat vermeleri ve diğer taraftan tahsil edilen "emvâľ'in derhal postaya tevdi edilerek merkeze (vilâyet defterdarlığına) gönderilmesi için sik sik tamimler çıkarilmak usulden idi. Vezne ta'dâdını müteâkip Mütettişimiz malmüdürünü tahsilätta gösterdiği himmet ve gayretten dolayı harâretle tebrik ettikten sonra, hemen arkasından defterdarlığın o kadar tamimlerine rağmen sandık fazlasının zamânında vilâyete gönderilmemiş olmasından dolayı malmüdürünü muâhaze etmeyi de unutmaz. Malmüdürü Müfettişin tebrikine teşekkür etmekle beraber gördüğü muâhazeye ezilip büzülmekten başka da bir mukabele gösteremez.
Bunun üzerine Müfettiş, "biraz da çatık kaşla" hemen emir vererek o külliyetli miktarda meblâğdan mühim bir miktârını gözü önünde sandıklara yerleşdirtir ve postaya tevdi ettirir. "Arifanetecâhül"ü sonuna kadar yürütmekten geri durmayan Maliye Müfettişimizin kaza merkezinde işini bitirip hareketinden sonra kasaba esnaf ve tüccarını saran telâş da tabiatiyle ancak taviz senetleri bedellerinin vezneye tamamen avdetine kadar sürer Meşrûtiyetin ilânini müteakip yeni bir "Umûru Umûmiye'i Heyet'i Teftişiyyesi" kurmak Üzere Fransa'dan M. Jolly isminde bir Başmüfettiş (inspecteur general) getirildi. Kendisine "Maliye Teftiş Heyeti Umum
Müdürü ünvânı verildi. Had'di zâtinde de her vechile liyâkatli bir insan olan SD Umum Müdür Türkiye'de yeni baştan kuracaği teftiş heyeti için Fransa Maliye Teftiş Heyetini nümûne olarak ele aldı ve bunda da hiç şüphesiz ki isâbet gösterdi. Fransa Maliye Teftiş Heyeti öteden beri olduğu gibi bugün dahi nazarlardaki mümtâz mevkini muhâtaza eylemekte berdevamdır.
Fransa'nin resmî olsun husûsi olsun mâlt ve iktisadî en mühim makamları başına geçen unsurlara bugün de Fransa Maliye Teftiş Heyeti menşe teşkil etmekten geri durmaz.
Fransa'nın pek mühim mâi, iktisadi meseleleri mevzů'u bahsoldukça memleket Maliye Teftiş Heyetinin görüşü nedir, diye aranmakdan da hâli kalınmaz.
Bizim yeni Maliye Teftiş Heyetimize ilk alinan Maliye Müfettişleri Râşid Bey, Oskan Efendi, Fâik Nushet Bey, Cemal Bey olmuşlardır ki Meşrûtiyetin ilânından evvel husûsi bir idareye tâbi olarak kurulu "Rumeli Vilâyât' Selâse'i Şahanesi" adındaki Selânik, Manastır ve Kosova vilâyetlerimizde Maliye Müfettişliği vazīfesi görmüşlerdi. (Ermeni asilli Oskan Efendi
Meşrûtiyet devrinde Posta ve Telgraf Nazırı olmuş, Râşit Bey ve Fâik Nüshet Bey Birinci Dünya Harbi mütârekesi esnâsında Maliye Nazırlıklarında bulunmuşlardır. Cemal Bey o harbin son senesinde vefat etmiştir.)
Maliye Teftiş Heyeti kurulurken yeni unsurlarda aranıilan vasıflardan biri de bu unsurların mümkün olabildiği kadar "ldarede bulunmamış" gençlerden olmasıI idi. Bundan maksat eski idarenin havası ile ünsiyet neticesi olarak yeni gireceği meslekî hayatta“ kabiliyetinden zâyiâta uğramaması" idi. Titiz bir imtihan, daha doğrusu bir müsâbaka ile alınan unsurlara ilk yapılan telkin de şu şekilde oluyordu:
Yeni mesleklerinde vazifelerini ifa ederlerken "işlerin teferrûati" na kapılıp bunalmaktan uzak kalmaları teferrûat ile meşgul olurken dahi işleri dâima yüksekten olduğu kadar derinliklerine de inerek görmeye alişmaları; fakat bu alışkanlığın, sırasında teferrûata da bir başka ehemmiyet vermek lüzûmundan kendilerini mustağni birakmayacağı husûsunu hatırda tutmaları istenirdi. Böylelikle bir Maliye Müfettişinin alelâde bir "puantör" veya alelâde bir "tahkik memuru'ndan başka bir şey olduğu ve olması lâzım geleceği ona tefhim edilerek rü'yet zâviyelerini bütün memleket ve hattâ bütün dünya maliyesine ve iktisâdiyâtına açık tutacak şekilde kendilerini hazırlamaları hatırlatılırdı. Müsâbaka imtihanlarında namzedin en azıindan bir ecnebi lisan sahibi olmasına da ehemmiyet verildiği için dünya ufuklarına bakmayı ihmâl etmemek husûsunda Maliye Müfettişi, daha heyete intisap ederken başka âlemlere açılır bir pencereden dünyayı görmek imkânına da esâsen mâlik bulunuyordu.
Teftiş ettiği daire ve memurlar hakkında Maliye Müfettişinin bütün manâsıyla tarafsız ve âdil olması keyfiyeti ise ona uzun boylu ihtâra, izaha hâcet görülmeyen hususlardandı.
Yeni Maliye Teftiş Heyeti Devlet maliye teşkilâtında kendinden beklenilen müessiriyeti göstermekte gecikmedi. Merkezde ve taşrada teşkilâtın o eski "laübalilikleri" hiç değilse zâhirde kalmadı:
Günün birinde Maliye Müfettişi gelir, teftiş eder.... düşüncesi yalnızmaliyeye bağlı dâirelerde değil, belki bütün Devlet teşkilâtında dahi tesirini gösteriyordu. Çünkü Maliye Müfettişleri umûmi ve mühak bütçelerle idare edilen bütün dairelerde ve müesseselerde mâlî bakımdan teftiş yapmak selâhiyetine sahiptirler. Bulundukları mahalde resmen en büyük mal memûru tanındıkları için teşrifâtta vâliden sonra gelen defterdara da tekaddüm ediyorlardı. (Bilhassa tarafsızlıklarını muhâfaza için taşrada mahalli memurlar arasına karışmaktan ictinâb eden bu "çiçeği burnunda gençler" için bir vilâyet valisi: Bunlar Maliye Müfettişi değil, Maliye Konsolosu demekden kendini alamamişdı.)
Heyetin bilhassa Devlet teşkilâtı nazarında yarattiği müsbet ve iyi intiba diğer nezaretlerden bir kısmıinin da kendileri için teftiş heyetleri kurmalarına ve bu heyetler için de mümkün olabildiği kadar Maliye Teftiş Heyetini misâl olarak göz önüne almalarına yol açtı.
Ömrü pek kısa sürmüş olan Meşrûtiyet Devrinin Maliye Teftiş Heyeti için tâlih güzergâha engeller çıkarmakdan geri durmadı. Başlıca iki engel şunlar olmuşdur:
1- Adı üstünde Umûr'u Umümiyye'i Maliye Müfettişleri yukarilarda da geçtiği üzere memleket maliyesini ve iktisâdiyatını daha ziyade yükseklerden görüp ona göre tedbirler ittihâzını alâkadar makama veya makamlara tavsiye edecek devlet memurlarıdır. Bu devlet memurları müşahadelerini ve tetkiklerini yapabilmek için yerli yerine oturmuş, tâit kontrollarıinı tesis etmiş muntazam bir idare kaidesi veya teşkilâtı ister. ldarede ve bu arada maliye teşkilâtında islähatat o pek kısa Meşrûtiyet Devrinde de yapılamadı. Bunun için Maliye Müfettişleri de gittikleri mahallerde kendilerini "puantaj"a ve "tahkik memurluğu'na ister istemez kaptırmakdan pek kurtaramiyorlardı.
2- Meşrûtiyetin ilânindan altı sene sonra memleket ve Devlet kendilerini Birinci Dünya Harbinin koynunda buluyordu. (Ondan evvelki Trablusgarb Harbini (1911) ve Balkan Harbini (1912) ayrica düşününüz.) İIlk altı sene zarfinda idarede az çok yapılabilmiş olan islâhatı da 1914'de gelen umûmî harp almış götürüyordu. 1918de, yâni on sene sonra memleketin içine düştüğü şeâmetli bir mütâreke devri ile ise bizzat devlet ecnebî ellere teslim oluyordu.
Mamafih meşrûtiyetin Maliye Müfettişleri o on senelik devirde olsun, milli mücadeleyi takib eden devirde olsun; gerek bizzat Teftiş Heyetinde gerek Devletin, mali iktisâdî başka mühim müesseselerinde memleketlerine hizmet etmek zevkini duymakdan uzak kalmamışlardır."
Teftiş Kurulunun Meşrütiyetten önceki faaliyetinin sönük kalması, Meşrûtiyet devrinde kurulmuş bir örgüt olarak görülmesine sebep olmuştur. Ancak, belirtmek gerekir ki, Teftiş Kurulu gerçek hüviyetini Meşrûtiyet Devrinde kazanmıştır.) Nitekim, Fransız Maliye Teftiş Kurulu mevzuatından esinlenerek Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve 05 Temmuz 1909 tarihinde Bâbı âli Meclisi Mahsusu'nca kabul edilen "Umûru Umûmiye'i Maliye Müfettişlerine Dair Nizamnâme" ile Maliye Teftiş Kuruluna yepyeni bir bünye verilmiştir. İlgili Meclisi Mahsus kararı aşağıya alinmıştır:
BABI ÂLİ
Meclisi Mahsus
858
Hazinei Maliyede teşkili mukarrer olan Heyeti Teftişiye ile Maliye Müfettişlerinin vezâifini mübeyyin tanzim ve Maliye Nezaretinde batezkere teysir olunan talimatname meyanei acizânemizde ledelmütalâa münderecatı esasen münasip olarak bazı mevâdı icabı hale göre tadil ve tashih olunduğundan mucibince mevkii icraya vaz'ı hususunun nezareti müşarülileyhaya havalesi bittensip sâlifüzzikr talimatnamenin nushaî musahhahası mezkûr tezkere ile beraber arz ve takdim kılinmiş olmakla katibel ahvalde emrü ferman Hazreti eliyül emir efendimizindir.
30 Cemaziyülahır 1327
05 Temmuz 1325
BABI ÂLi
Dairesi Sadaret
Amedii Divanı Humayun
858
Atufetlû Efendim Hazretleri
Hazinei Maliyede teşkili mukarrer olan Hey'eti Teftişiye ile Maliye Müfetişlerinin vezâifini mübeyyin tâlimatnamenin gönderildiğine dair Maliye Nezâreti âliyesinin tezkerisi melfufi ile beraber Meclisi Mahsûsı Vükelâda ledelmütelâa cereyan eden müzakerâta tevfikan kaleme alinan mazbata mezkûr talimatnamenin nüshai nüsahhahası ve tezkere ile beraber arz ve takdim kılıinmış olmakla münderecatı husûsunda ne veçhile iradei seniyei cenâbı pâdişahi şerefsünûh ve sudûr buyurulur ise mentukı âlisi infâz edileceği beyanı ile tezkerei senâveri terkim kilındı efendim.
30 Cemaziyülahır 1327
05 Temmuz 1325
Sadrazam
Hüseyin Hilmi
Mânuzı Çâkeri Kemineleridir ki Resîdei desti tâzim olup melfufı ile beraber manzuri âli buyurulan işbu tezkerei sâmiyei sadâret penahileri üzerine mucibince iradei seniyei cenâbı padişahi şeref müteallik buyurulmuş olmakla olbabda emrü ferman Hazreti Veliyül emrindir.
01 Recep 1327
06 Temmuz 1325
Serkâtibi Hazreti Şehriyarî
Halit Ziya
Kaynak Başbakanlik Arşiv Genel Müdürlüğü 1327 senesi Maliye radei Defteri Recep Ayı, Hazine Evrak No:7
Söz konusu "Umuru Umumiyei Maliye Müfettişlerine Dair Nizamname", Maliye Teftiş Kuruluna, bütün devlet dairelerinin mali işlemlerini teftiş etmek, gizli veya açıik zimmeti görülen veya sandık mevcudunu göstermekten kaçınan memurlara işten el çektirmek yetkisini vermiş; Müfettişleri doğrudan doğruya Nezaret Makamına bağlamıştır.
Teftiş Kurulunun bir müdürün idaresi altında ve müdürün de doğrudan doğruya Nezaret Makamına bağlı bulunduğu, Teftiş Kuruluna alınacakların müsabaka ile seçilecekleri ve sinavda başarılı olanların "Umuru Umumiyei Maliye Müfettiş Muavinliği"ne tayin edilecekleri ve iki sene sonra yeniden bir sinav geçirmek suretiyle Müfetişliğe terfi edecekleri de aynı Nizamnamede belirtilmiştir.
Nizamnamede, Teftiş Kurulunun kadrosu, 42 Müfettiş ve 8 Müfetiş Muavini olmak üzere 50 olarak tesbit edilmiş; ayrıca, bir defaya mahsus olmak ve yalnız ilk Teftiş Kurulu kadrosunu teşkil etmek üzere bir müsabaka açılarak nihayet 15 adet müfettiş alinabileceğine ve Rumeli Vilâyatı Selâsesinde görevli Nezaret ve Komisyon Maliye Müfettişlerinin de Maliye Müfettişi olarak kabul edilebileceklerine dair Nizamnameye kayıtlar konmuştur.
Maliye Nezaretinde islahat ve tensikata memur edilmiş olan Fransız Maliye Müfettişi Charles Laurent'in tavsiyesi ile, ileride Maliye Teftiş Kurulunda çalıştırılmak üzere, 29 Aralik 1908 tarihinde sinavla 11 Müfettiş Muavini alınmış ve bunlar staj amacıyla Fransız Maliye Teftiş Kuruluna gönderilmişlerdir. Teftiş Kuruluna ilk olarak yarışma sınavı ile giren bu kişiler; (Hüseyin Kâzım, Ahmet Muvaffak (Menemencioğlu), Ahmet Muhtar, Aram Hurdacıyan, Ziya Matlauddin (Matalon), Şerif, Alber Ferit Assioy, Mehmet Remzi (Çine), Mehmet Nazım (Olcay), İsmail Hakkı (Könü) ve Mehmet Ziyaettin) Fransa'dan dönüşlerinde 6 Temmuz 1909 tarihli Nizamname gereğince, Aralık 1909'da Dördüncü Sınıf Maliye Müfetişliklerine tayin eilmişlerdir.
Bu tayin ile ilgili orijinal belge aşağıya alinmıştır:
MALĪYE NEZARETİ
Heyeti Teftişiye Müdüriyeti
Umumiyesi
Adet: 1510
Huzuru Samii Cenabı Sadaretpenahiye
Berayı tahsil Fransa'ya izam olunarak, bu kerte ikmali tahsil ile avdet etmekte bulunan Kâzım Bin Ziya, Muhtar, Muvaffak, Aram Hurdacıyan, Matalon, Şerif, Remzi, Ferit Assioy, Nazım Ragıp, lsmail Hakkı ve Ziya Efendilerin Dördüncü Sinıf Maliye Müfettişliğine ve Sinıfı Mezkûr
Müfettişlerinin 6 Temmuz 325 tarihli Nizamname ile tahdit edilmiş olmasına göre bu adedi tecavüze meydan verilmemek üzere Dördüncü Sinif Müfettişlerinden İbrahim Beyin Üçüncü Sınıf Müfettişliğine 15 Kânunuevvel 325 tarihinden itibaren tayin ve terfi hakkinda iradei seniyyeî Hazreti Pâdişâhının tahsil ve tebliği hususuna müsaadei aliyyei fehimaneleri şayan
buyrulmak babında emrü ferman Hazreti minelemrindir.
15 Kânunuevvel 325
Maliye Nazırı Namına
Müsteşar
BABI ÂLİ
Dairei Sadaret
Meclisi vükelâ Maruzat Kalemi
2717
Atufetli Efendim Hazretleri
Berayı tahsil Fransa'ya izam olunarak bu kerre ikmali tahsil ile avdet eylemekte bulunan Kâzım Bin Ziya ve Muhtar ve Muvaffak ve Aram Hurdacıyan ve Matalon ve Şerif ve Remzi ve Ferit Assioy ve Nazım Ragıp ve lsmail Hakkı ve Ziya Efendilerin Dördüncü Sinıf Maliye Müfettişliğine ve Dördüncü Sınıf Müfettişlerinden lbrahim Beyin Üçüncü Sınıf Müfettişliğine
15 Kânunuevvel 325 tarihinden itibaren tayinleri hakkıInda Maliye Nezareti Aliyyesinin tezkeresi leffen arz ve takdim kılınmakla iradeî seniyyeî cenabı Padişahi ne veçhile şerefisunuh ve sudur buyurulur ise mentuku âlisi infaz edileceği beyanile tezkerei senâverl terki kılındı efendim.
Zilhicce 327
19 Kânunevvel 325
Sadrazam
imza
MârûZı Çâkeri Kemineleridir ki
Residei desti tazim olup mefufile beraber manzuru âli buyrulan işbu tezkerei sâmiyeî cenabı sadâret penahileri üzerine mucibince iradei seniyyei Hazreti Padişahi şerefmüteallik buyurulmuş olmakla olbabda emrü ferman Hazreti minelemrindir.
20 Zilhicce 327
20 Kânunuevvel 325
Serkäip
Hazreti Şehriyari
Halit Ziya
Kaynak CBaşbakanlik Arşiv Genel Müdürlüğü 1327 senesi Maliye irade Defteri Zilhice Ayı Hazineı Evrak No. 3
Nizamnamenin yürürlüğe girmesinden sonra da, 01 eylül 1909 tarihinde, Rumeli Vilâyatı Selâsesi Müfetişi Umumisi Hüseyin Hilmni Paşanın refakatinde çalışan Faik Nüzhet, Oskan (Ohannes), Mehmet Raşit (Erer) ve Ahmet Cemaletin Beyler Teftiş Kuruluna alınmış; ayrıca, açılan sınavda başarı gösterenlerden beşi (Horn Camciyan, Ahmet Sait, Halil lbrahim, Iskender Astvazaduryn, Süleyman Adil) Dördüncü Sıntf Müfetişliğe tayin edilmişlerdir.
Gene M. Charles Laurentin tavsiyesi ile, 1909 yılında, "Teftiş Heyeti Müdüri Umumuliği"ne, Fransa Maliye Teftiş Kurulundan, "nspecteur General" M.H. Jolly getirilmiştir.
M.H. Jolly 1913 yılına kadar başında fes ile Maliye Nezaretinin bir memuru olarak Teftis Kurulu Genel Müdürlüğünü yaptıktan sonra ayrılmış, yerine gene bir Fransız olan M. De Montreal,O'nun, I. Dünya Savaşı başladığında memleketine dönmesi üzerine de, yerine M. Wassel isminde bir Alman Teftiş Kurulu Genel Müdürüğüne getirilmiştir.
Meşrutiyet Devrinde Müfettişlerin teftiş ve tahkik işlerine hiçbir müdahelede bulunulmamış, görevlerinin sinirı içinde, kanaatlerini açıkça belirtmekte serbest bırakılmışlardır.
06 Temmuz 1909 tarihli söz konusu Nizamname, esaslı hükümleri içermekle beraber Teftiş Kurulunun bütün görev ve yetkilerini gereği gibi belirtmemesi ve bir takım şekil noksanlikları nedeniyle, 17 Ekim 1914 tarihli Nizamname ile değiştirilmiştir.
Bu değişiklik, Müfettişleri doğrudan doğruya Nazıra bağlamak ve onlara Nazırin vekili sifatını vermek suretiyle, Teftiş Kuruluna gerçek yerini vermiş ve Müfettişlere, "emvalt devleti vikaye ile varidat ve masarife mütedaîr kavanin ve nizâmat ve evâmirin tatbikini temin etmek" gibi önemli ve kapsamli bir görev vermiştir.
Diğer taraftan Müfettişlere, "zimmet ve ihtilâsları görülen ve kasa mevcudunu, defatiri hesabiyesini iraeden, depo ebniye ve saireyi küşattan imtina eden ve muâmelâtında mühim suistimali tesbit edilen" bütün devlet memurlarını işten el çektirme yetkisi verilmiştir.
Kurula giriş Müfettiş Muavinliğinden başlatılmıştır. Müfettiş Muavinlerinin sınavla seçilip üç sene sonra Müfettiş tayin edilmek üzere bir daha sinava tâbi tutulacaklarına, İkinci Sınıf Müfettişliğe kadar yükselmenin kIdem sirasına göre olacağına, bundan sonraki yükselmelerin de en yetenekli olanın seçilmesi suretiyle yapılacağına ve Birinci Sınıf Maliye Müfettişliğine kadar yükselmiş olan Müfettişlerle en az onbeş sene Müfettişikte bulunmuş olanlara Fahrî Müfettişlik unvani verileceğine ilişkin hükümler de yine bu değişikik ile getirilmiştir.
Teftiş Kurulunun kadrosu, 4 adet Birinci, 10 adet Ikinci, 10 adet Üçüncü, 15 adet Dördüncü Sinıf Müfettiş ile 6 Müfettiş Muavini olarak saptanmış; birkaç Maliye Müfetişinden oluşan teftiş gruplarınin sevk ve idaresi, Birinci ve İkinci Sınıf Müfettişler arasından seçilecek Sermüfetişlere verilmiştir.Aşağıya alınan, Mehmet Raşit (Erer)'in dosyasında bulunup H. Jolly tarafindan düzenlettirildiği sanılan "atamalardaki usule göre çeşitli memur kategorilerini gösteren tablo"dan Maliye Müfettişlerinin Merkez Memurları arasında ve birinci kategoride yer aldikları anlaşılmaktadır.