Heyet-i Mümtaze - Mahfi Eğilmez - Ağustos 26, 2022
1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı mali konularda ıslahat yapmak, vergi adaletini sağlamak, rüşveti ortadan kaldırmak gibi hedefler güdüyordu. Bu hedeflere mevcut teşkilatla ulaşılamayacağı ve denetimde gerekli etkinliğin sağlanamayacağı görülünce Sultan II. Abdülhamid’in fermanıyla 25 Temmuz 1879 yılında Maliye Teftiş Kurulu (o zamanki adıyla Heyet-i Teftişiye-i Maliye) kurulması kararlaştırıldı. 26 Ağustos 1879 tarihli ‘Teftiş-i Muamelâtı Maliye Nizamnamesi’ ile ilk maliye müfettişlerinin atanması yapıldığından bu tarih kurulun kuruluş tarihi olarak kabul ediliyor. 2011 yılında kapatılmamış olsaydı bugün kurulun 143’üncü kuruluş yıldönümü kutlanıyor olacaktı.
Devlet çocuğu yetiştirme düşüncesi ilk kez Spartalılarca uygulandı. Osmanlının devşirme yöntemi ve Enderun sistemi de bu yaklaşımdan esinlenmişti. Devşirme yöntemiyle ailelerinden küçük yaşta alınan çocuklar sarayın içindeki Enderun okulunda yetiştirilirler ve ileri yaşlarda devlet yönetiminin en üst makamlarına kadar yükselirlerdi. Devlet çocuğu yetiştirmenin filmlere konu olmuş en bilinen örneği jedi şövalyeleridir. Jedi’ler George Lucas’ın ünlü Yıldız Savaşları filmlerinde yer alan kurgusal gruptur. Görevleri Coruscant adlı Galaktik Cumhuriyeti ve barışı korumaktır. Jedi şövalyelerinin eğitim ve sınıflandırmasını oluşturan hiyerarşik yapıda, çocuk, 13 yaşına gelene dek bir jedi şövalyesi tarafından ‘padawan’ olarak seçilmezse, şövalyeliğe giden yoldan ayrılır ve başka bir göreve kaydırılırdı. Jedi'ler, metafizik gücü kullanmayı öğrenirler, kötülerle mücadelede bu gücü kullanırlardı.
Maliye müfettiş muavinliğine girmek için adayın, kurulca yapılan maliye, iktisat, muhasebe, matematik, hukuk, yabancı dil konularındaki yazılı sınavlardan on üzerinde en az yedi alması ve sözlü sınavı kazanması gerekirdi. Yazılı sınavı geçenler hakkında sözlü sınav öncesinde, müfettişlik mesleğine uygun olup olmadıkları konusunda soruşturma yapılırdı. Bu soruşturmaları yapan müfettişler, yazılı sınavı kazanan adayın ilkokul öğretmenine kadar gidip kişiliği hakkında bilgi toplarlardı. Sınavı kazananlar muavin olarak atanırlar, üç yıllık son derecede sıkı ve ağır bir eğitim ve deneme sürecinden geçirilirlerdi.
Üç yıl süren muavinlik döneminde, muavinler mevzuat öğrenmenin yanında üstatlarından iş başında öğrenme eğitimi alırlar, son yılda öğrendiklerini kendi başlarına uygularlardı. Üç yılın sonunda üstatlarından aldıkları tezkiyelere bakılır, girdikleri yeterlik sınavı sonuçları değelendirilir başarılı olanlar maliye müfettişliğine atanırlardı. Maliye müfettişliği yeterlik sınavı ayrı bir efsaneydi. Dokuz ayrı konudan dokuz ayrı yazılı sınava girilirdi (Vergi Kanunları, Vergi Usul Hukuku, Tahsilat, Teftiş Usulleri, Tahkikat Usulleri, Memur Suçları, Milli Emlak, Devlet Muhasebesi, Hazine ve Kambiyo İşlemleri.) Başarılı olamayanların kurulla ilişkisi kesilir ve başka memuriyetlere devredilirlerdi.
Maliye müfettişliği bilimsel çalışmanın yanı sıra önemli ölçüde usta – çırak eğitimine dayanan bir meslekti. Mesleğin kıdemlilerine üstat denmesi bundandı. Bu kadar seçilerek göreve alınan ve yükselen insanların olduğu bu kurula, kuruluşundan bir süre sonra ‘Heyet-i Mümtaze’ (seçkin kurul) adı takılmıştı. Kuruluşundan kapanışına kadar kurulda yalnızca 800 dolayında maliye müfettişi yetişmiş olması kurula niçin ‘heyet-i mümtaze’ adının verildiğini açıklar. Yeterlik sınavından 3 - 5 yıl sonra müfettişler bir yıl süreyle yurt dışı staja gönderilir, yabancı dil bilgilerini geliştirmeleri ve kendilerine verilen iki konuda araştırma yaparak rapor yazmaları istenirdi.
Jedi şövalyelerinin kötülerle savaşta kullandıkları metafizik gücün maliye müfettişlerindeki karşılığı edindikleri teorik bilgilere ekledikleri derin mevzuat bilgisi ve uygulama deneyimiydi.
Bu kadar seçkin biçimde yetişmiş insanlara kamu kesiminin her bölümünden görev talebi gelmesi kadar doğal bir sonuç olamaz. Maliye müfettişleri bir süre kurulda görev yaptıktan sonra genellikle idari görevlere geçer, buralarda yükselirlerdi. Aralarından başbakan, çok sayıda bakan, müsteşar, büyükelçi, yüksek yargı üyesi, öğretim üyesi, yurt dışı kuruluşlarda, özel kesimde üst düzey yönetici ve yazarlar çıkmıştır.
Bir görev, maliye müfettişine verildiğinde, onun o görevi nasıl yapacağına kimse karışamazdı. Maliye müfettişi yaptığı inceleme, teftiş ya da soruşturma sırasında konuyla bağlantılı gördüğü alanlarda kimseden izin ya da onay almadan (re’sen) inceleme ve sonuçlandırma yetkisine sahipti. Bu sınırsız yetki, siyasetçilerin zaman zaman canını sıkan sonuçlar yaratırdı.
Maliye Müfettişleri denetim çerçevesinden yetişseler de mali yönetimi en geniş şekliyle kuşbakışı gördükleri için devletin yönetim kademelerinde ve özel kesimde aranan liyakatli insanlardı. Çoğu, yönetim kademelerinde üstün hizmetler verdiler.
2011 yılında ‘Heyet-i Mümtaze’ Maliye Teftiş Kurulu kapatıldı. Böylece yalnızca kamu kesiminin mali denetimi zayıflamakla kalmadı, devlete ve ekonominin her alanına nitelikli, iyi yetişmiş, liyakat sahibi yöneticiler yetiştiren bir okul da kapanmış oldu.
Gün gelir, devletin yeniden jedi’lere ihtiyacı olur bunu biliyorum ama o zaman onları yetiştirecek yeterince jedi şövalyesi bulunabilir mi onu bilemiyorum.
Not: Bu yazım 9 Kasım 2011’de Radikal Gazetesinde yayınlanmış olan Jedi Şövalyeleri başlıklı yazımın gözden geçirilip yeniden yazılmış şeklidir.